27 Şubat 2013 Çarşamba

Hep değilse de bazen, arada bir aslında
bir şeyler eksik ve öyleyken bile
yerine oturuveriyor parçalar
ortasında kaçırdığım filimlerin, sonlarını anlıyorum

düğmeleri tamken bile
bir yakası göğsümde gömleğimin 
sessizce önce çözüp ilikliyorum
etrafta biri olmalı
yoksa boşuna utanıyorum


beklemek diyorum adeta gülümseyen monalisa gibi
çünkü sonra, öncenin tekrarıdır daima
bazen soruyorum büyük resimdeki ihtiyara
peki nasıl oluyor da zihninizin sahne önü ve localarını ayırdığınız onca insan
kolayca A4 bir hayata sığıyor
beklemenin anlam kazandığı nadir anlardan söz ediyorum.
nasıl bu kadar kolay oluyor kendi halinde bir hayatı haraca bağlamak ?


ne anlama geldiğini anneme soruyorum sonra.
perspektif bir heceye ait anlamadığım bir şey söylüyor yada eskimo 
dilinde siktir git gibi bir şey
bilmiyorum...


Burada bir kapanış konuşması icap eder dostlar ama ben beklemeyi
tercih ediyorum.

çünkü beklemek bu kadar anlamlı olmamıştı.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder