Bazen, muhtemelen ikimizin de beğendiği yeşilçam filminini gereğinden fazla cool adamlarından biri olmak ve elimde bir meşrubat, meşrubat hiç cool kelime değile mesela - elimde bir meşrubatla -ama az evvel kurduğum cümleyi yavaşça tekrarlamak gayet cool. öyle öğrendik ekranlardan emin değilim. -neyse işte öyle bir herif olmak ve seni izlemek istiyorum.
olmuyor tabi öyle 'olsundu' şu fiil çekimi - film ekimi hakkında ne düşündüğümü bilmiyorum. bu yetersizliği tanımlamak için sanırım. ben vedat milor yemeklerinde tanışmış, aşık olmuş ve bol bol kullanmıştım senin için yazdığım kitapta. af dilemek için tekrar ettiğim için affet.
bana söylemediğin şeyler olduğu için kızıyorum sana bazen. benim sana söylemediğim çok şey var aslında. uzun zamandır konuşmuyoruz zaten olsun ben şeyler için seviyorum seni bazen. sırf bunun için değil elbette ama bunun içinde. benim sana söylemediğim çok şey var aslında. beni sevdiğini öngörmek gibi bir öküzlük ettiğim için affet. aksi taktirde nasıl katlanılır ki bana. benim söyleyebilicek birşeylerim kalmadığında nasıl katlanabilir ki bana. yeni bişey denedim efes fıçı çok acı hiç beğenmedim mesela. birazdan kendime bir çay daha koyacağım, bir çay da sana koyardım belki. ve sen, benim dengesiz hayalimden, daha gerçek olsaydın; içtiğinde azalırdı bardaklarda çaylar. şimdi azalan sadece bardaklar. düşüp düşüp kırılıyorlar. çok üzülüyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder