8 Aralık 2012 Cumartesi


Doğarken bir element kadar saf  doğuyormuyuz gerçekten

bilmiyorum.

Muhtemelen öyle ölmüyoruzdur ama.

Geçen Cuma namazına gittim orda ilginç bir anımı anlatma gereği duyuyorum.

Yağmur yağıyordu hızlıca Ben, Aykut ve Talip camiye girdik.

Çok kalabalıktı.

Ayakkabımı çıkardım ve herkes gibi ayakkabılıklara koydum.

Safları sıklaştırdık.

Yanlış bir şey vardı.

Ben namaz kılmasını bilmiyordum.

Aykut benim yaptıklarımı yap dedi. Bende tamam dedim.

Birden namaz kılmaya başladık, ben Aykut’u takip ediyordum.

Onun yaptıklarını yapıyordum

Her şey çok güzel gidiyordu.

Namaz sırasında birden; arkamda ki adama çarptım…

Hemen dönüp göz teması kurup özür dilerim tarzında elimi kaldırdım.

Adam çok şaşırdı.

Bir anlık boşluğuma geldi aslında, yoksa böyle bir şey yapılmayacağını biliyordum.

Namaz bittikten sonra Aykut ve Talip bana gülüyorlardı. Çok mu komik lan dedim neden gülüyorsunuz. ‘Beniyibirinsanım’ dedim. Camiden çıktıktan sonra baya bi dalgasını yaptılar. O gün şunu anladım, İnanmayı bırakır bırakmaz, inanılmaz bir iştahla, inananlarla ve inancın gereklilikleriyle alay edenlerin inançsızlığına inanmak lazımmış.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder