20 Aralık 2012 Perşembe

Sefer saatlerini ezbere bilen adamlardan olmadım hiç. Hayatımda gördüğüm en cool adam bir inşaat işçisiydi. 2 sokak aşağıda mahallenin en alt tarafında dedemin yattığı mezarlığın duvarı. Yontulmaya yüz tutmuş taşlar,yontulmamış adamlar ve biraz çimento falan. Sevgi görmemiş nasır tutmuş eller şefkatsiz ve öyle asabi inip kalkıyor ki, Ayakkabıların topukları ve siyah çoraplar. Bazen bir şeyleri anlatırken özne ve yükleme gerek kalmıyor. Oysa aksini öğretmişlerdi, imzalanması gereken kağıtlar, kağıtları imzalayacak adam ve o adam her zaman bir kaleme muhtaç. Hayatımda gördüğüm en cool adam molasında duvara yaslanmış, sigara içiyor. Soruların çoğu gereksiz ve bir o kadar aptalca. Ben bunu henüz bilmiyorum. Dedemin mezarında sefilleri okuyacak kadar veledim henüz. Bir şeyleri imzalayacak adam mutlak hareketsiz. Bakışı sabit kıpırdamıyor bile, ah biraz açıldı ve evet bir nefes daha çekiyor sigarasından, sonra yine sabit. 

Güneşin hissedilen sıcaklığında düşünemiyor bile. Belkide anlamsız düşünceleri ve sabit olmayan fikirleri yüzünden bir cevaba ihtiyacı var. ''Kalem taşıyacak olsam memur olurdum '' demekten kendini alı koyamıyor. O benim gördüğüm en ''cool'' adamdı fantastik bir filimde...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder